Sıradan bir lig maçı olmayacağı günler öncesinden belliydi. Rakibin form durumu, bizim son günlerdeki düşen tempomuz, istatistik olarak üstüste kazanılan her maç sonrası bir sonraki maçı kazanma olasılığımızın düşmesi ve önemlisi maçın Alpaslan Abi'nin ölüm yıldönümüne geliyor olması. Aynen o şekilde de oldu, sonucuyla, öncesi sonrasında yaşananlarla. Önem sırasına göre maçla ilgili birkaç konudan kısaca bahsedelim.
*Alpaslan Abi için aylar öncesinden duyurulan pankart organizasyonu vardı. O'nu hakettiği gibi benim de ufak bir pankartla katkıda bulunduğum bir organizasyonla, tüm stadı karış karış el emeği pankartla donatarak ve Eski Açık'ta adına bir kareografi hazırlayarak andık. Bilmiyorum dünya üzerinde bir tribün emekçisinin arkasından böylesi bir anma yapılmış mıdır. Dün akşamki anma tarihe geçti. Bu kadar emek, bu kadar zaman harcayan herkesin ellerine kollarına sağlık. Galatasaray tribününün potansiyelini ve farklılığını birkez daha ortaya koyduk diyebilirim. Alpaslan Abi ne kadar mutlu olmuştur hazırlananları görünce. Nur içinde yat abi. Unutulmayacaksın...
Bu arada yapılanlar basında pek ilgi bulmadı nedense. 2 atkı açıp,1 dakika sessiz kalmayı muhteşem anma diye haftalarca gündemde tutan, Beşiktaş tribününün tamamen medyaya oynayarak açtığı küçücük bir pankartı günlerce manşette tutan sevgili basınımız görmezlikten gelmiş böyle bir anmayı. Söylenene göre Lig Tv de pek görüntü vermemiş. Söyleyecek fazla birşey yok zaten. Daha ne yapmak lazım bilmiyorum.
*Maç öncesi tatsız bazı olaylar yaşandı. Eskişehir otobüslerinin camları tamamen indi. Bu kadar senedir maça geliyorum, otobüsü Burger King'in yanından geçirip deplasman tribününe gitmeye kalkan bir taraftar grubu görmedim. Burayı bilenler böyle birşey yapmaz. Cahil cesareti mi bu yoksa birşey olmayacağını mı düşündüler acaba? Kim o otobüsleri oraya soktu, kim izin verdi, kim o güzergahı tarif etti belli değil. Yapılanları doğru bulmuyorum ama şoförlerin cahilliği mi diyim, polislerin acemiliği mi diyim, yoksa meydan okumak için bile bile mi girdiler bilmiyorum. Ben taş atılan yerin karşı tarafındaydım. Gerçekten kendim zor kaçtım ters tarafa gelen taşlardan. İlk anda otobüs şoförleri de bir panikle durdular, daha sonra çok sert manevralarla ters yöne girerek kaçtılar. Otobüsler baya darbe aldı. Çok daha büyük terslikler olabilirdi. Umarım kimseye birşey olmamıştır. Gerek yoktu bu hareketlere ama dediğim gibi bu bir cahillik mi yoksa meydan okuma mıydı, onu öğrenmek lazım ki kaçarken sol tarafa fırlattıkları DÖNER BIÇAĞI, Eskişehirsporluların hiç de masum olmadığını gösteriyor bence...
*Maç başlarken Eskişehir taraftarı Alpaslan Abi'yi alkışladı, tezahürat yaptı. Teşekkür ederiz. Fakat öyle bir haldelerdi ki karşılarında ezeli rakipleri var sanki. Golde bayadır kimselerden görmediğim kadar çok sevindiler, tellere çıkıp kendilerinden geçtiler. Maç sonu sanki 3-0 yenmiş gibi sevindiler. Sahi bu adamlar bizi yendi mi acaba? Maç sonu kendimle çeliştim acaba mağlup mu olduk diye. Eski Açık polis engelini geçip deplasman tribününe kadar ilerledi. Böyle bir manzara da Sami Yen'de görmeye alışık olmadığımız birşeydi aslında.
*Puan kaybına üzüldük tabi ama bunu
nazar boncuğu olarak görmek lazım. Her maç kazanılacak diye birşey yok. Önemli olan bu maçtaki hatalardan ders çıkarmaktır. Eminim futbolcularımız ve teknik ekip bu maçla ilgili çok şey konuşacaktır. Gelecekte yaşanacak muhtemel puan kayıplarının bir kısmını, bu maçtan ders çıkararak yaşamayacağımızı düşünüyorum. Bu da takıma olan güvenin ispatı sanırım. Umarım yanılmam.
*Ümit Karan'ı Sami Yen'de rakip olarak izlerken içim burkulmadı değil. Çok sevdiğim bir futbolcudur kendisi. Ama keşke son zamanlarında futbol dışındaki hayatına gösterdiği ilgiyi biraz takımına gösterseydi, hala bizim aramızda olsaydı...
*Son olarak Eskişehir'i kupada mutlaka Sami Yen'de istiyorum. Bu da, dün akşam maç sonu sahanın ortasında üçlü çektirmeye kalkan, haddini bilmez Serdar Özbayraktar'ı(bir de kaptanlarıymış) görünce içimden geçirdiğim temennidir...
7 yorum:
Birkaç cahil kaldığınız noktada bilgilendirmeyi ben yapayım.
*Geçen sene de o tribüne gelmiş, koreografi yapmış, 10 kişi oynarken 1-0 yenip şehrimize dönmüştük. Öyle abartılı bir sevinç durumu falan yok. Şehrine ve takımına fazlasıyla bağlı bir takım karşınızdaki Eskişehirspor. Ayağınızı ona göre denk alın.
*Serdar Özbayraktar içerde dışarda her maç sonu bize 3'lü çektirir. 3 olur 5 olur diyenlere haddinizi sahada bildirenler her zamanki rutini yaptılar diye hazımsızlık yapmayın.
*Otobüsleri oraya sokan emniyet de afedersin taş atanın hiç mi suçu yok? Döner bıçağı falan diye işi çevirmeye çalışmışsınız ama adamlar gece saat 3'e kadar otobüsleri beklemişler. İstanbul'un göbeğinde rakip takımın kendi otobüsünün taşlanmasına hiç değinmiyorum. İkinci yarı Eskişehir'de yatacak yeriniz olacak mı onu düşünün şimdiden!
*Kupada da gelir, dersi verir yine gideriz. Bir senede oynadığınız 3 maçta 1 puan alıp da hala bizi kupada istemek de deli cesareti olsa gerek :)
Bir de babamların otobüslerinin taşlandığını bizzat kendisinden öğrenen annemin dediğiyle bitireyim;
Bunun Eskişehir'e gelişi de yok mu?!
Sevgili kardeşim, yüksek müsadenle cevap veriyim:
*Dünkü abartılı sevinç değilse, sizin abartılı sevincinizi ben çok merak ettim. Ben yanlış gördüm galiba, birbirinin üstünden uçanlar, tellerden inmeyeler, maçı sonu halay çekenler yoktu galiba tribünde?
*Dün yenildik mi? Haddimizi kim bildirdi? Serdar onu tahrik için yaptı. Bana hikaye anlatma. Arda Eskişehir'de üçlü çektirse "adam her maç yapıyor, ne var bunda" dermisin? Ama işte biri Arda, biri Serdar. Biri GS, biri Eskişehir...Anladın mı?
*Otobüs konusunun doğru olmadığını belirttim. Ama otobüsünü oraya sokma becerisini gösterdiğiniz için de ayrı bir takdiri hakediyorsunuz. 3'e kadar beklemelerine gelince, deplasmana gelenler bunları göze almalı değil mi? Siz değil misiniz en büyük cefayı biz çekeriz diyenler?
*Sıradan bir Anadolu takımını kupada istemek, deli cesareti olmasa gerek...
*Annen baban ne der bilmem canım kardeşim ama bu taraftar ne deplasmanlar gördü. Merak etme Eskişehir'e de hiç çekinmez gelir. Rahat ol.
Selamlar...
*Öncelikle biri Arda, biri Serdar. Bana hepsi Serdar hepsi Fethi, Nihat Ender kalelere gönder. Anladın mı?
*Geçen sene Eskişehir'e gelenlerin 4. golden sonra formalarını nasıl çıkardıklarının ve artık bilemem ne yaptıklarının resimli hikayesi var benim blogda. Orası Eskişehir, başka yerlere benzemez!
*Taraftarınız gibi emniyetiniz de pek bir acemiymiş. Otobüsleri oraya sokmadan getirmesi gereken eskortlar nerede? Ama merak etme siz Eskişehir'e geldiğinizde bol bol eskort eşliğinde gezip "Deplasman yaptık" diyeceksiniz. Sevsinler gittiğiniz deplasmanları :)
*1 senede 3 maç yaptığın takımı istemek harbiden deli cesareti. Sıradan deyip de küçük gördüğünü sanmak tipik İstanbul takımı taraftarı psikolojisi.
*Eskişehir'e gelene bilet bedava. Porsuk'ta yüzmenin bedeli paha biçilemez. Anlayana ;)
Bence sen kendini biraz yüksekten uçuruyorsun. Şöyle biraz ayakların yere bassın. Tabi psikolojini bilemem, kendinizi her alanda en iyisi görüyor olabilirsiniz. Ama biraz ayaklarınızın yere basmasında fayda var. Yoksa bir anda bilmem kaç senedir olduğunuz yerde buluverirsiniz kendinizi. İstanbul'a ancak Kasımpaşa deplasmanına gelebilirsiniz.
Herkes ağzına dolamış, bilmem nereye gelene bilet bedava. Her yere gidiyoruz senelerdir. Sizin de bir farkınız yok. Yine geliriz, kafanızı yormayın.
Umarım ne demek istediğimi anlamışssındır güzel kardeşim...
Gel Kupa Gel!!! Sevinmeniz dogal tabiki Dunya Devi Cimboma karsi 1 puan aldiniz ama sen hic uzme canini kupada gelmezseniz sizi evinizde yeneriz ama insan gibi cikariz stadinizdan abartmayiz cunku bize yakismaz Panathinaikos lari yenip normal sevinirken Eskisehire karsi abartmak..
çok güzel bi analiz olmuş, tüm gün açısından.
kız arkadaşımla orjine ilk girdiğimizde heryer camdı. diyalog şu.
gf-çok fena kaza olmuş sanırım.
ben-bu kadar cam için arabanın camdan yapılması lazım.mevzu çıkmış belli:D
Saol Arnawut,
Tribüncü hemen anlıyor bu işleri:)
Zaten maç günü orası normal maç günlerinden çok daha hareketliydi. İlginç bir maç öncesi yaşadık hep beraber...
Yorum Gönder