Bence Galatasaraylılık din gibi mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım... METİN OKTAY

29.04.2009

Can Sıkan Güzel Hatıralar

1 sene önce 6 Nisan’dı. Sakatlıklar, hoca ile problemler derken sıkıntılı bir sezon geçiriyordu “yabancısız” Galatasaray. Yine bir Ankara akşamında yağmur eksik kalmamış, saha bataklıktan farksız bir hal almıştı. Bizse yine ordayız, kayıtsız-şartsız destek, full dolmuş deplasman tribünleri. Maç başlaken futbol değil, ayakta kalma savaşı başlıyor adeta hem rakiple hem zeminle. Hızla gelen toplar çamura saplanıp kalıyor, karşı kaleye gitmek bile zorken, şampiyonluk umutlarımızı da yavaş yavaş bırakıyor gibiyiz çamurda. Tek güzel sahne akıllarda kalmayacak Ankara deplasmanından, dostlarınla yad ettiğin eski günler dışında. Hayal kırıklığı yaşamaya başlamışken, son dakikada dönüyor felek “tek yabancı” Cassio Lincoln’le. O anın hissettirdiği duygu ömür boyu unutulmayacaklar arasına giriyor. Kendimizi tellerde buluyoruz ilk defa gittiğimiz numaralıda, herkes birbirinin üstünde. O an anlıyoruz işte, olacak, şampiyonluk gelecek, hem de en efsanesinden... 6 hafta seyircisiz, yabancısız, hocasız...

Şimdi 1 Mayıs’ta yine aynı stadtayız. En kalitelisinden yabancılar, en güvendiğimiz hocalar(!), biz yine aynı biz, kayıtsız-şartsız destek. Bu sefer saha bile en kalitelisinden. Çamurdan iz olmayacak formalarda. Belki de budur 1 Mayıs Ankara’yı sıradan bir deplasman yapan. Formada çamur lekesi olmayacak olması...

Hiç yorum yok: