30.06.2009
1 Temmuz
1 Temmuz Çarşamba. Ak ile kara. Sözleşmesi sona erecek futbolcuların resmi olarak imza atabilme yetkisine sahip olacağı ilk gün. Yabancı transferi döneminin Galatasaray için resmen başlayacağı ilk gün. Babel, Owen, Rosicky, Biglia, Giovanni Dos Santos, Senderos, Cacares. İçlerinde 01 Temmuz itibariyle serbest kalan da var bonservisi olan da. Tercihler bonservissizlerden yana olduğu için 01 Temmuz bonservisli transfer adaylarımız için de önemli. Zira, bonservissiz olanlarla anlaşamazsak kimlere bonservis ödeyeceğimiz de yine aynı zamanda belli olacak.
Takımın başında tüm dünyanın gıpta ettiği, belki de futbol tarihinde gelmiş geçmiş en “takım” olan takımın kurucularından Rijkaard’ın olması, Aslantepe’nin tanıtımları ve oluşturduğu kulüp vizyonu, Neeskens ve Pujol’un altyapıyı&üstyapıyı yapılandırıyor olmaları, Haldun Üstünel’in karakteri.. İlk defa yabancı transferinde elimiz bu kadar güçlü. Türkiye’de bir takıma kaliteli bir yabancı gelecekse tercihinin biz olması kadar mantıklı bir şey yok. Bekliyoruz Galatasaray.
by YSAL
29.06.2009
10
Ah 10 ah, sen nelere kadirsin. Senin yüzünden gelmedik mi bu hallere? Sen, sen diye diye, kimlerin nelerin peşinden koştuk. Bilemedik ki sen bir taneydin, herkeste seni aramanın bir manası yoktu. Beklendilerimizi çok yukarı çektin 10. Aslında sen de istemedin böyle olsun. Deseydin bize “benden sonra bulacaklarınızda hep attan inip eşeğe bineceksiniz diye”, aramazdık belki de. Aslında biliyorduk bu kadar 10 olan birini bulamayacağımızı ama işte seni aradık kadehlerdeki dudak izlerinde. Kabul etmek lazımdı. 10, bir taneydi. Sırtında 10 yazan 10 olmuyordu. Kabahat 10 olmayanlara 10 itibarı göstermek, onları '10ore’ etmekti. Senden sonra 10’u aramak ne kadar saçmaymış. 10, müzelik olmalıymış.by YSAL
Necati Hayırdır?
Ümit ve Hasan'ın takımdan gönderilmesi için; "Bu bir süreç. Yarın aynı şeyler Sabri'nin, Arda'nın da başına gelecek" diye yorum yapmış eğer doğruysa ki şaşırmam böyle bir açıklama yaptıysa da."Kendisinden gol atmasını beklerken, biz sahada sürekli oyuncularla didişen bir güreşçi gördük."
27.06.2009
Cassio Lincoln
“Sen kendini ne zannediyorsun?” demek isterim ilk gördüğümde. İkinci sözüm de “Tanrı’nın kafası çok karışk herhalde, devamlı olmanı istediği yer değişiyor” olurdu.Galatasaray futbolcusundan nefret etmenin nasıl bir his olduğunu bugüne kadar hiç düşünmemiştim, düşünmem de gerekmemişti; sayende hissettim. Sen ne kadar karaktersiz bir adamsın. Herkese mavi boncuk dağıtmaktan başka bir işin var mı acaba? Sen ne saygısız bir adamsın. Bütün arkadaşların, aynı arma peşinde koştukların işine saygı gösterirken sen nerdesin? Sen ne yüzsüz bir adamsın. Nasıl her geciktiğin kampa gelişinde “özel sorunlarım vardı, bu sene farklı olacak” diyebiliyorsun? Sen ne görgüsüz bir adamsın. Takımda en çok parayı alan oyuncu olmana rağmen en az çalışan oyuncusun. Cassio, ben senin gibi bir adam etrafımda olsa onunla diyaloğumu keserim, altımda çalışsa üstüne para verir gönderiririm. Sen Galatasaray tarihindeki en rezil oyuncuların başında geleceksin.
by YSAL26.06.2009
RIP Jupp Derwall
Büyük düşünmeyi öğretenVizyonumuzu genişleten
Sportmenliği öğreten
Galatasaray adının dünyada ezberlenmesinin mimarı
Türk Futbol Devrimi'nin öncüsü
Galatasaray aşığı
Jupp Derwall
Ölümünün 2. yılında kendisini saygıyla anıyoruz...
25.06.2009
Bizim Efsanelerimiz
Yaz ayları sadece takımı özlemekten daralmaz ruhumuz. Her haziran yaprak dökümü yaşanır, çok sevdiğimiz oyuncularımız, son yılların güzel anlarında imzası olan değerlerimiz sessiz sedasız ayrılırlar takımdan. Ya başka takımlara giderler ya da ya da futbolu bırakırlar parçalının üstüne başka forma giymem diyip. Bunlar yaşandıkça 2 defa üzülürüz, hem onları bi daha parçalıyla göremeyeceğimize hem de vedalarının bu kadar sessiz olmasına. Güzel bir veda olsaydı deriz hep. Çünkü senelerce en keyifli günlerde onların adı hep ön sıralarda olmuştur. Gidişleri de öyle olmalı diye düşünürüz ama olmuyor işte, çünkü futbolda dün yok malesef. Suatların, Ariflerin, Kaptanların, Kralların vedası hep böyle olmadı mı zaten? Bugün de yaşıyoruz aynı burukluğu Hasan Şaş ve Ümit Karan'la. Yaşanan güzel anların hepsi saniye saniye beyinlerimizde kazınmış, hiçbiri unutulmayacak. Yaptıklarınız yaşattıklarınız gençliğimizin efsaneleri olarak hatırlanacak. İkinizi de birgün sarı kırmızı arma altında tekrar görebiliriz umarım. Çünkü ikinizin de Galatasaralılığı bunu gerektiriyor...
24.06.2009
Galatasaray'ın Ruhu
Evet evet "O", bu çocuk Arda. Galatasarayla gözlerini açıp, Galatasarayla karakter kazanan bir hayatın kanıtlarından biri daha.Şu sıralarda Arda'yı karşı kıyıya geçirme hayalleri kuranlar var şaka yollu da olsa. Diğerleri gibi sanıyorlar bu çocuğu da. Parayla dünyayı satın alırız mantığı.
Haldun Abi bizim gözümüzle konuya şu cevabı vermiş:
23.06.2009
Gökhan Florya'da
İlk etapta kan beynimize sıçradı ama, biraz kendimize gelip mantıklı düşünmeye başlayınca umutlu bakmaya başladık yapılan transfere. Beğenilmese de milli takımın stoperi "0" bonservise geldi Galatasaray'a. Florya'nın havasını soluyacak Gökhan, Servet'in gidişiyle iyice sıkıntı yaşayacağımız defans hattına iyi bir alternatif olacaktır. Çalışıp didinip transferine üzülen ve sevinenleri(!) pişman edebilecek mi göreceğiz. İlk zamanlar saç baş yolduracak eminim ama sabredeceğiz. Ve unutmayacağız, ne olursa olsun o artık Kutsal Parçalı'yı giyecek. Destek olmak boynumuzun borcu. Takımımıza hayırlı olsun...Yönetimimiz ters köşe yapmaya devam ediyor. Bundan sonra neler olacak kestiremiyoruz, ancak Haldun Üstünel'in açıklamaları ve 2 senedir kimseye duyurmadan patlattığı bombaları bizi sabırsızlandırıyor. Sanırım Servet ve Lincoln konuları belli olunca, heyecanlandıracak gelişmeler olacak.
22.06.2009
Augustus Sakatlandı
Işıldan sonra bu sefer de Augustus sakatlandı. WNBA'de Minnesota takımında sezona çok iyi bir başlangıç yapmışken, maalesef hafta sonu oynanan maçta sol diz ön çapraz bağları kopmuş. Augustus takımımızın en önemli oyuncusu, çok da mütevazi ve karakterli bir insan. Hal böyle olunca, üzüntümüz anlık olmuyor. Bazı kaynaklar Augustus'un 6 ay sahalara dönemeyeceğini iddia ediyor. Umarım en kısa zamanda iyileşir ve19.06.2009
Geçen Sene Bu Günler
İstanbul'un güzelliklerinden bahsederken, ilk aklıma gelen bu sahne bu oldu. Akşam olsun, hava kararmaya başlasın, boğazda keyif yapıyım isterdim. Saatlerce oturabilirdim bu muhteşem görüntüyü seyrederek, büyülü şehir sarı kırmızıydı. İstanbul hiç bu kadar güzel gözükmemişti gözüme...Her sene istiyoruz her sene. Boğazda yayılıp sarı kırmızıyı izlerken, gelen şampiyonluğun keyfini çıkarmak ve gelecek sezonun hayalini kurmak...
17.06.2009
LÖSEV İle El Eleyiz
Galatasaray Store'da yaklaşık 20 gün önce başlatılan LÖSEV ürünlerinin satışı devam ediyor. 5 farklı ürün var. Rozet, kemik yastık, kız ve erkek bebekler ve gülen yastık. Projenin bence en güzel yanı, bu ürünlerin tamamen lösemili çocuklarımızın annelerinin ellerinde yapılması. Galatasaray Store bunları sadece bizlerle buluşturuyor, yani hiçbir kar amacı yok. Amaç sadece lösemili çocuklarımıza bir nebze olsun faydamızın dokunması. Şimdiye kadar yapılmış sosyal sorumluluk projelerinin en güzeli bu. Böyle bir projeyi gerçekleştiren bir camianın parçası olmak da ayrıca gurur veriyor.Bu arada belirtmeden geçmiyim; Store büyük bir değişim içinde, eleştirdiğimiz birçok konu değişiyor. Ürün çeşidi ve kalite artıyor, fiyatlar makul düzeylere inmeye başlamış. Özellikle de yeni sezon ürünleri çok beğendim. Son zamanlarda gitmeyenlere en yakın Galatasaray Store'a gitmelerini öneriyorum.
15.06.2009
Sevgili Galatasaraylılar Lütfen!!!
Yarın bir açıklama gelir, "bunları sahaya atanlar, olay çıkaranlar bizden değil, birkaç Galatasaraylı" diye. Çünkü bu rezilliği başka türlü açıklayamazlar. Kuralları çok iyi bilen, özellikle de Kadıköy'de centilmenliğin kitabını yazmış bir taraftar grubu söz konusu.13.06.2009
Bu Hayat Çekilmez
9.06.2009
Harry Kewell
"My name is Harry Kewell, Kewell from Galatasaray. Through my football career, i've felt many times, i've been pushed. They said "it's over", they said "he can't stand up, he can't play". I was reborn at Galatasaray. I've found friendship and happiness at Galatasaray. I've learnt one thing really well is such a privilege to be a part of Galatasaray"8.06.2009
Turuncu Giymeye Devam
Yönetimiz geçen sezon başında olduğu gibi yine bomba transferler yapmaya devam ediyor. TD konusunda çok canımız yandığı için sanırım bu sene bu konuda çok daha titiz davranıldı. Ve sonuç bence muhteşem. Heyacanla beklediğimize değdi. Galatasaray'ın başına tanınan, saygı duyulan, ve çok büyük bir takımın kültürünü almış birisinin gelmesini istiyordum. Bu isteklerim Frank Rijkaard için az bile kalıyor. Ellerine sağlık emeği geçenlerin. Tüm teknik ekibin hatta sağlık ekibinin bile değişeceğini duydum. Florya'da yeniden istediğimiz disiplini görebileceğimizi umuyorum. Tabi kafa yapımızı da değiştirmemiz gerekiyor. Sabretmek lazım. Galatasaray için çok çok önemli bir transferi 2-3 başarısız sonuçtan sonra idam etmemek lazım.3.06.2009
Kaptanım Sen Üzülme Boş Yere
Bu kadar riskli ve baskının çok yüksek olduğu görevi düşünmeden kabul edecek kim vardı senden başka? Taraftarın senin kadar sevdiği kaç kişi vardı? Bir gün mutlaka buluşulacaktı ama bu kadar aceleye gerek var mıydı? Başından belliydi bu işin sonu ama 3 buçuk ayı silip atıyoruz hafızalardan, tekrar "Büyük Kaptan" olarak anmaya devam ediyoruz seni. Unutulmazsın Kaptan, doğru zamanda görüşmek üzere...2.06.2009
Sezonun Avuntusu
Yaz ayları bizler için her zaman özlemle geçmiştir. Takımı, SamiYen'i, SamiYen Sokak'ı, o atmosferi özler dururuz. Bu sene böyle olmayacak. Ligi 5. bitirmemizin sonucunda Avrupa Ligi'ne 2. ön elemeden başlayacağız. Durum tabi hoş değil. Çok erken açılacak bir sezon, futbolcular için az dinlenme(kendileri yaptı kendileri buldu), ve en kötüsü de iyi program yapılmazsa, erken form tutup, erken düşüş demek olabiliyor. Ama bizim için kısa sürecek özlem, erken kavuşuyoruz sevgilimize. Yaklaşık 1 buçuk ay, sezon ortası gibi. 16 Temmuz'da veya en geç 23'ünde Kapalı'nın yolunu tutuyoruz. Napalım, bu kadar kötü geçen bir sezonun ardından bizim de ufak bir avuntumuz olsun.
1.06.2009
Şereftir Seni Sevmek
Nasıl bir sevdaysa bu, karşı koyamıyorum. Her deplasman mağlubiyetinden, diğerlerinin kazandığı şampiyonluklardan sonra bile artabilen. Başını dik tutan, sarı kırmızıyı taşımaktan gurur duymamızı sağlayan... Sezon kapanışında maçtan sonra futbolcuları çağırıp, bağırdığımız gibi:
